Giresun, tarihi Antik Çağ’a kadar uzanan, Karadeniz’in doğusunda bulunan bir şehirdir. Geçmişten bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yaparak günümüze kadar ulaşmış olan tarihî dokusu ile ünlü Giresun, gezi meraklısı insanların ilk durağından biri olmuş durumda. Eğer ki sizde gezi meraklısı iseniz Giresun tam size göre.
Giresun Kalesi
Giresun’u adeta ikiye ayıran Giresun Kalesi, şehrin panaromik manzarasına sahip bir volkanik kayalığın üstünde bulunmaktadır. Birinci derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş olan Giresun Kalesinin, hangi zaman diliminde yapıldığına dair net bir bilgiye denk gelinememiştir. Ancak bazı kaynaklar M.Ö II. Yüzyılda Pontus Kralı I. Farnakes tarafından yaptırıldığını söylüyor. Yerleşim miktarının çok olması ile beraber kale-şehir ismi sıklıkla dile getirilmiş ve bu tarzda isimlendirilmeye başlanmıştır.
Kale iç ve dış olmak üzere toplamda iki kısımdan oluşuyor. Duvarları güneyden kuzeye doğru ilerleyerek şehri çevrelemektedir. İç kısmında milli mücadelenin kahramanı olan Topal Osman Ağa’nın anıt mezarı bulunmaktadır.
Çıkrıkkapı Yaylası
Giresun merkez ile aralarında 80 kilometre mesafe bulunan Alucra ilçesindeki Çıkrıkkapı Yaylası, Yağlıdere ve Kümbet Yaylaları’nı seyrederek ulaşabilirsiniz. Yaylanın en göze çarpan yapısı, 1610 yılında yapılmış, 6,5 kilometre uzunluğunda ve 1,5 metre yüksekliğinde yalnızca tek kapısı olan taş duvardır. Bu duvarın Çin Seddi’nden sonra koruma amacı ile yapılan ikinci set oluşu onun en önemli özelliklerinden biridir. Duvar; Hacı Abdullah Bey tarafından ekilen ürünleri hayvanlardan korumak için Rum işçiler tarafından yapılmıştır.
Kırıkharman Kilisesi
Çakrak Köyü’nde yer alan yayla, sahip olduğu kültürel ve doğal zenginlikleri ile ziyaretçilerini ağırlamaktadır . 1850 yılında Rumlar tarafından yapılmış olan kilise, Giresun ve Doğu Karadeniz köylerindeki Ortodoks kiliselerine verilebilecek örneklerden biridir. 172 yaşında olan kilise adeta yıllarla mücadele ediyor. Sizde eğer tarihin atmosferini yaşamayı istiyorsanız, ziyaret ettiğiniz için mutlu olacağınız bir yer.
Taşbaşı Parkı
Osmanlı padişahı olan Sultan II. Beyazıt’ın oğlu Şehzâde Abdullah Trabzon sancak beyliği esnasında getirilen Türk aileler, Taşbaşı Parkı’na yapılan cami, medrese, hamam ve çeşitli yapıların çevresine yerleştirilmiş ve şehirdeki ilk Müslüman mahallesi meydana getirilmiştir.
İlerleyen senelerde Şehzade Selim’in Taşbaşı Parkı’nda çalışmalar yapması ile mahalle vakıfları güçlendirilmiş olup, ona ithafen Sultan Selim Mahallesi ismi verilmiştir. Yıllar ardından cami ve medreseler külliye olarak hizmet vermeye devam etmiş ancak 1930’lu senelerde yıkılmaya maruz kalmıştır.
Külliyenin yıkılmasının ardından oraya park inşa edilmiştir. İlk zamanlar bakımsız bırakılan park düzenleme çalışmaları ile beraber lale çiçekleri, çeşitli süs bitkileri, ağaçlar, havuz ve çocuk oyun alanları ile tekrardan belirli bir düzene sokulmuştur.
Yedi değirmenler Tabiat Park
Yapısının içinde yer alan doğal şelaleler, mağaralar ve obruklar ile ziyaret edilmeyi ziyadesiyle hak eden yapıların başında yer alıyor. Şuanki zamanda mesire alanı olarak kullanılan Yedideğirmenler Tabiat Parkı, Cenevizliler zamanından kaldığı ve maden cevherleri için inşa edildiği tahmin edilmektedir. 400 sene kadar önce ise halk tarafından un değirmeni olarak kullanılmaya devam etmiştir. Hala altı tanesi kullanılmaya devam etmektedir.
Giresun Adası
Giresun, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle ülkemizin doğal güzelliklerini ve kültürel değerlerini içinde bulunduran en kıymetli illerden biridir. Özellikle Giresun Adası, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde antik ve orta çağ dönemlerinden günümüze ulaşmış ve yerleşim sağlanmış tek ada olma özelliğini barındırmaktadır. İkinci derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen ada içinde; bir kilise, bir şapel, bir sarnıç ve fazla sayıda mezar yapılarını barındırıyor.
Burada yer alan ve Latince “Humuz” kelimesinden türemiş olan doğum manasına gelen Hamza taşı ismindeki kaya parçası yer almaktadır. Kibele inancın göre; evlat sahibi olamayan çiftler bu taşa dokunarak çevresinde dua ettikleri ve aynı zamanda gece adada kaldıkları söylenmektedir. Bir bakıma doğurganlığın simgesi şekline bürünmüş olan bu Hamza taşı için her sene mayıs ayının 20’sinde düzenlenen Mayıs Yedisi törenleri, Aksu Şenlikleri kapsamı arasında sürdürülmektedir.
Giresun Müzesi
18. Yüzyılda Ortodoks kilisesi olarak yapılan bina, 1923 yılına kadar kilise görevini üstlenmiştir. Bu yıldan itibaren 1948-1967 yılları içinde cezaevi görevini üstlenmiş, 1982 senesinde restore edilmiştir.
Zeytinlik Mahallesi
Giresun’un Zeytinlik mahallesi, Safranbolu ve Beypazarı gibi tarihi dokulara sahip evlerin yer aldığı bir yapıya sahiptir. 19. Yy’da yapılan evler, Avrupa‘ya fındık ithal eden gemilerin getirmiş olduğu malzemeler ile inşa edilmiştir. Evlerin çatılarında yer alan Marsilya kiremitleri de o günlerden bir hatıra. Yerel halkın Gogora Mahallesi olarak da isimlendirdiği Zeytinlik Mahallesi, özellikle resim çekimi için bayağı elverişli bir mekandır.
Espiye
1397 senesinde Türkmen Beyi oğlu Süleyman Bey tarafınca fethedilmiş olan Giresun Şehri, Türk yurdu haline getirilmiştir. Giresun-Trabzon yolu üstünde yer alan Espiye, deniz kıyısındadır. İlçe merkez nüfusu 14 bin civarında olan ilçenin en büyük geçim kaynağı ise fındık üretiminden sağlanmaktadır.
Şebinkarahisar
Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli Savaşı’nın ardından dönüş yolunda Şebinkarahisar’a uğramıştır, adı da Karahisar-ı Şarki olarak kayıtlara geçmiştir. 1923 senesinde şehir olan Şebinkarahisar,1933 senesinde Giresun’a bağlanarak ilçe hâline gelmiştir. Osmanlı zamanında Şarkikarahisar adıyla bilinen ilçe, 1924 senesinde Mustafa Kemal Atatürk, Şarkikarahisar’a gelmesi ile birlikte şehre Şebinkarahisar ismini vermiş ve o günden sonra da resmi olarak bu isim kullanılmıştır.